KURUMSAL
Basına ve kamuoyuna,
2 Kasım Grevi Haklıdır!
Devlete bağlı eğitim-öğretim kurumlarında çalışan öğretmenleri temsil eden 13 sendikanın bir araya gelerek almış oldukları 2 Kasım’da devlet okullarında yapılacak olan grev kararını haklı buluyoruz.
Kamu öğretmen sendikaları uzun bir süredir bakanlık yetkililerine ilettikleri ve çözüm bekledikleri sorunlara duyarsız kalındığını bu nedenle de grev sürecine girdiklerini ifade etmişlerdi. Açıklamada sıralanan talepler şunlardır:
“19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak kariyer basamakları sınavının derhal iptal edilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun, TBMM'de ivedilikle ele alınarak yeni bir meslek kanununun tüm eğitim sendikalarının ve öğretmenlerin görüşleri alınarak düzenlenmesi acil talebimizdir. Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.
Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir. Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.”
Ülkemiz eğitim-öğretim sisteminin yaşadığı sorunları görmemek için ya bu ülkede yaşamıyor ve ülkemizden haberdar olmamış olmak ya da toplumsal kaygılar taşımıyor olmak gerekir. Her hangi bir toplumda sağlıklı sosyal yaşamın, mutlu-huzurlu birey olmanın, gelişimin, aydınlanmanın ve elbette toplumsal ekonomik kalkınmanın yolu başarılı eğitim-öğretim süreçlerinden geçer. Ülkemizdeki sorunların kaynağında eğitim-öğretim sisteminin ihmal ve istismar edilmesi önemli yer tutmaktadır.
Gerek derneğimizin kurulduğu günden bu yana gerekse de çeşitli öğretmenlik meslek kurumlarının onlarca yıldır bu sorunları dile getirdiğini, buna karşın siyasi iradeler tarafından yok sayıldığımızı üzülerek görüyoruz. Bizlere çözüm olarak sunulanlar ise daha büyük başka sorunların nedeni olabiliyor. Bu vahim durum ise çözüm adı altında yapılan çalışmaların biz öğretmenler ile görüşmeler yapılmadan yürütülmesinden kaynaklıdır. Çıkartılan Öğretmenlik Meslek Kanunu süreci iddiamızın en son somut örneğidir. Biz özel sektörde çalışan öğretmenleri “YOK!” sayan, kamuda çalışan öğretmenler içinse çeşitli sorunlar doğuran bu kanun sadece isim olarak bir rüyanın adı olmuş, kendisi ise kâbustan farksız yasal düzenlemedir.
Derneğimiz elbette ki özel sektör çalışanı öğretmenlerin haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Ancak “öğretmen her yerde öğretmendir!” ilkesinden hareketle, devlet kurumlarında ya da özel kurumlarda çalışan ayrımı olmaksızın “eşit işe eşit ücret ve eşit haklar” hedefimizi hatırlatır, 13 kamu çalışanı öğretmen sendikasının aşağıda açıkladığımız taleplerle almış olduğu grev kararını haklı bulduğumuzu ifade ederiz. Kamuda çalışan meslektaşlarımızı selamlarız!
28.10.2022
ÖSÖB-DER Yönetim Kurulu