KURUMSAL
![ÖSÖB-DER'İN NAGEHAN ALÇI'YA CEVABIDIR!](https://www.osobder.org/imgs/950x633x1/alciiiiiii_1.jpeg)
ÖSÖB-DER'İN NAGEHAN ALÇI'YA CEVABIDIR!
Dün Nagehan Alçı isimli köşe yazarının eğitimle ilgili bir yazı kaleme aldığına şahit olduk. Eğitimle ilgili yazıların kaleme alındığını, eğitimin dert edildiğini görmek son zamanlarda pek mümkün olmadığı için yazıyı dikkatle okuduk. Yazının sonunda parantez içinde verilen açıklamadan hareketle yazarın bazı tepkileri beklediğini ve onlara cevap niteliğinde kendince bazı hazırlıklar yaptığını fark ettiğimiz için yazıya hemen reaksiyon vermektense yazarın kendini ifade etmesini ve düşüncelerini sonuna kadar açıklamasını bekledik.
İletişim çatışmalarının temelinde karşımızdakini tam dinlememek yattığı için sabırlı davranmak ve ona göre açıklama yapmak en doğru davranış olacaktı.
Biz öğretmeniz, öğretmenlik sabır işidir. Öğrencilerimize önce kendilerini ifade etme fırsatı verir, daha sonra onların düşüncelerini değerlendirir ve gerekli tepkiyi veririz.
Yazarın, yazısında eğitim konusunu işlediğini hatta konuyu bütün dünyada araştıracak kadar hassas davrandığını görmek ne kadar güzelse asıl sorumluluklarını yerine getirmeyip kendi ülkesindeki eğitimcilerle, velilerle görüşmeden, ülkedeki genel sıkıntıları değerlendirmeden biz öğretmenleri zan altında bırakacak, bizleri halka hedef gösterecek şekilde bir yazı kaleme alması büyük bir çelişkidir. Bu tutarsızlık, bizleri derinden üzmüş ama şaşırtmamıştır. Çünkü maalesef bu ülkede öğretmenlik, üzerine en çok oynanan, itibarını kaybetmesi için sanki planlı bir şekilde saldırılara uğrayan bir meslek haline gelmiştir. Yeri geldiği zaman öğretmenliğin kutsallığından dem vuranların, menfaatleri doğrultusunda öğretmeni hedef göstermekten, küçümsemekten çekinmediklerini görmek, artık kanıksadığımız ama kabul etmediğimiz bir durumdur. Öğretmenlerimizin ve öğretmen hareketlerinin konuya organize olarak tepki göstermesi, yazarın geri adım atmasına vesile olmuş olsa da yazarın yazısında kurmuş olduğu cümleler bizlere samimi gelmemektedir. Bir veli olarak endişelerini dile getirmesi ne kadar güzelse yapmış olduğu işin sorumluluğunun bilincinde olmaması o derece vahimdir.
Sayın Alçı, yüz yüze eğitimin kalitesinin, internet üzerindeki eğitimden çok daha iyi olduğunu hangi öğretmene sorsa öğrenirdi. Zahmet edip ders anlatan öğretmenlerle irtibata geçerek öğretmenlerimizden hazırlık sürecinde ve ders esnasında yaşadıkları sorunları anlatmalarını istemesi, daha sağlıklı bir yazı yazmasına vesile olabilirdi.
Madem her konuda o kadar araştırma yapmış, bir de evinde ders anlatan öğretmenlerimizin çocuklarının o anda evlerinde ne durumda olduğunu araştırabilirdi. Nitekim sürecin başlarında Konya'da aynı anda İnternetten ders yapmaya çalışan öğretmen çiftimizin 1,5 yaşındaki yavruları Kumsal'ın trajik ölümünün ne kadar acı verdiğini ve benzer durumda bir sürü öğretmenimizin olduğunu, öğretmenlerimizin ülkemizin geleceğini hazırlamak adına kendi çocuklarını ihmal ettiklerini görebilirdi.
Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerimizin ciddi oranda bilgisayar ve tablet almak zorunda kaldıklarını ve bunları kendi keselerinden karşıladıklarını bilmeyen bir kişinin, öğretmenleri rahata alışmakla itham etmesi kabul edilebilir bir davranış değildir.
Son 1 yıl içerisinde 936 özel okulun kapandığına dair haber, daha geçen hafta gündeme gelmişti. 936 okulun kapanması demek, binlerce öğretmenin işsiz kalması demektir. İşsiz kalan öğretmenin konforundan bahsetmek abesle iştigaldir.
Bu süreçte özel sektörde çalışan öğretmenlerimizin yaşamış oldukları sorunlarla ilgili de bir yazı kaleme almasını ya da birkaç satır yazmasını beklerdik ama yazısının itham kısmını görünce "Neyse ki bu işe girmemiş." dedik. Zira bu süreçte birçok öğretmenin işten çıkarılması söz konusu olmuş, sigorta girişleri askıya alınmış, öğretmenler online olarak tam mesai yapmasına rağmen kısa çalışma ödeneğine razı olmak zorunda bırakılmıştır. Maddi anlamda sıkıntı yaşayan öğretmenlerin rahata alıştığını söylemek, saygısızlık ve insanların aklıyla alay etmektir.
Öğretmenlerin emir komuta zinciri çerçevesinde çalıştıklarını, devletin vermiş olduğu talimatlara göre çalıştığını Sayın Alçı bilmemekte midir? Bilim kurulunun vermiş olduğu kararı tartışırken mesajını çeşitli sebeplerle devletin zirvesine veremeyenlerin, öğretmenlere yüklenmesi affedilemez.
Bu anlamda biz şikayetimizi devletimizi yöneten makamlara iletiyoruz. Milli Eğitimin neferleri olarak Sayın Bakanımızdan sorumluluğu gereği süreci sahipsiz bırakmamasını ve rastgele insanların öğretmenler üzerinde söz söylemelerine müsaade etmemesini istiyoruz. Sayın Bakanımız her ne kadar kişisel hesabından emeklerimizi gözler önüne serecek kısa açıklamalar yapmış olsa da, beklentimizin kurumsal bir tepki olduğunun bilinmesini isteriz.
ÖSÖB-DER YÖNETİM KURULU