KURUMSAL
![ÖSÖB-DER Mesleki İhtiyaç Analizi Anketi-2023 Sonuç Raporu](https://www.osobder.org/imgs/950x534x2/mesleki-ihtiyac-analizi-anketi-2023-kare.jpg)
ÇÖKEN EĞİTİM SİSTEMİNİ ÖĞRETMENLER AYAĞA KALDIRACAK!
Ülkemizin zor bir coğrafyada, hassas dengelerle örülmüş bir jeopolitik bölgede olduğu öteden beri bilinen bir gerçektir. Tarih boyunca pek çok medeniyete yuva olan ve içinden tarihe yön veren pek çok önemli kişi çıkan dünyanın en önemli yerlerinden biri olan Anadolu, ülkemize ve medeniyetimize de kucak açmıştır. Elbette hep göz önünde olan böyle bir yer, aynı zamanda hedef tahtasında da olacaktır. Öyle ki yine tarihteki pek çok önemli savaş yine bu coğrafyada yaşanmış, acılarla yoğrulan kültürler kendisine has bir dokuya sahip olmuştur.
Bir eğitimcinin önemli bir raporun giriş cümlesini bu konuyla başlatması boşuna bir tercih değildir.
Bulunduğumuz bölgenin bu kadar hareketli olması, burada yaşayan tüm medeniyetleri de değişime hızlıca ayak uydurabilen ve hatta değişime yön verebilen bir yapıya dönüşmeye zorlamıştır. Tarihimizdeki dünyaya yön veren medeniyetler bu yeteneklerini kaybettikleri anda küçük ve kendi halinde bir ülke olarak varlıklarını sürdürmemişler, doğrudan yıkılmışlardır. İşte dünyanın çok az yerine has olan önemli gerçeğimiz tam da budur: Tarihe yön veremezsek tarih oluruz!
Coğrafyamızda hüküm sürmüş olan Hitit, Antik Yunan, Roma, Selçuklu ve nihayetinde Osmanlı Devletlerinin benzer yaşam süreçleri dikkat çekicidir. Büyüyüp gelişemedikleri dönemde yıkıma sürüklenmişlerdir.
Cumhuriyetimiz medeniyetimizin en karanlık anlarında bir aydınlanma hareketi de ortaya çıkarmıştır. Ülkemiz sadece düşmanların geri püskürtülmesiyle ve askeri deha ile kurtarılmamıştır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz askeri dehasının yanı sıra üstün devlet yönetimi yeteneği sayesinde, savaşın içerisinde dahi cepheden gelerek açılışını yaptığı 1921 yılı Maarif Kongresi tüm anlatacaklarımızın da temelidir. Geri kalmışlığın ve cehaletin egemen olduğu topraklarımızdan sadece düşmanı yenerek zafer elde edilemeyecektir. Atatürk büyük bir öngörü ile askeri zaferlerle eş zamanlı olarak eğitim alanında da zaferler elde ederek ülkemizin kuruluş sürecini güçlü bir temel ile gerçekleştirmiştir.
Tarihe yön vermek için medeniyetler içerisinde öncü olabilmek gereklidir. Ancak bu öncülük görevini sadece askeri veya ekonomik güç ile yapmaya çalışmak mümkün değildir. Bilimde, sanatta, zanaatta, sporda, vb… kısacası tüm toplum yaşamında öncü olabilmek gereklidir.
İşte burada da ülkemizin eğitim sistemi ve bu sistemin başarısı hayati önemdedir.
Kurtuluş Savaşı’nda ülkenin Başkomutanını cepheden alıp getiren de tam olarak budur.
Normal bir eğitim sistemi ile değişimlere uyum sağlayacak hale gelebilirken; iyi bir eğitim sistemi ile değişime yön vermemiz mümkün olabilir. Elbette iyi bir eğitim sistemi dogmalardan ve siyasi erkin güncel ihtiyaçlarından arındırılmış, bilimsel ve toplumun uzun erimli faydasını hedefleyen bir şekilde organize edilmiş olmalıdır.
Ancak günümüzde eğitimimizin çıktısı olan gençlerimiz ne yazık ki her yıl daha da zayıf bir bilgiyle ve eksik yeteneklerle hayata başlıyorlar. Elbette hala üstün yetenekli gençlerimiz var. Ancak eğitim sistemleri toplumun genelinin yükseltilmesini hedeflemez mi?
Bir yerlerde yanlış giden bir şeyler var!
Gençleri donanımsız, öğretmenleri mutsuz ve hedefleri belirsiz bir eğitim sistemi var elimizde. Ancak umutsuz ve çaresiz olmak için yanlış bir coğrafyadayız. Zira tarihimiz bizlere asla umutsuz olmamamız gerektiğini çünkü asla tüm çarelerin tükenmediğini göstermiştir.
Büyük Önderimiz Başkomutan Atatürk, aynı zamanda Başöğretmenimizdir! O nedenledir ki bu ülkedeki her öğretmen aynı zamanda bu ülkenin aydınlanma neferidir! İşte bu nedenle ülkemiz öğretmenlerinin en büyük sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz kendisine düşen büyük bir sorumluluk olduğunu düşünmektedir.
Derneğimizin önünde duran konu sadece bir özel eğitim-öğretim sektörünü ayakta tutmak sorunu değildir. Bizler ülkemizde eğitim-öğretim faaliyeti yapılan tüm alanlarda sürecin doğru, verimli ve çağının ötesinde bir hedefle işlemesi konusunda bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin bugününü kurtarıp, yarınlara mutlu ve huzurlu bir halk ile ulaşması temel hedefimizdir. İşte bu nedenlerle ÖSÖB-DER her yıl eğitimin bir parçasının analizini yapmakta, sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaktadır.
Çalışmalarımızı “İyi Eğitim, Huzurlu Öğretmen ve Mutlu Öğrenci” ekseninde eğitim sistemimizin kronikleşmiş yapısal sorunları üzerinde sürdürmeye özen gösterdik.
Derneğimizin kuruluş amacı eğitimin temel paydaşı olan biz öğretmenlerin haklarını geliştirmek ve korumaktır. Bu amaç ile felsefemizi şu şekilde özetleyebiliriz: Modern eğitim-öğretim sistemleri, geleceğin belirsizliği karşısında potansiyelinin farkında olan ve onu ilgi alanları çerçevesinde geliştirebilen bireyler oluşturmak amacındadır. Bunun yanında üretim araçlarının ve toplumsal yapının günbegün değiştiği günümüzde, bu eğitim sistemleri kendilerinden bekleneni karşılamak için çok hızlı tepki verebilen modüler bir yapıda olacaklardır. İşte bu varsayımdan yola çıkarak öğretmenlerin de geniş bir bakış açısıyla kendilerini geliştirebilen, her yeni gün kendisini çoğaltarak yeniden var edebilen ve yeniliklere rahatlıkla ulaşma imkânına sahip öncü bireyler haline gelmesi sağlanmalıdır. Elbette hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin gelişim süreçlerinde rehberlik edecek temel motivasyon unsurları dikkate alınmalıdır.
Toplumların inanılmaz bir hızda değişim geçirecekleri varsayılan önümüzdeki süreçte ülkemizin bu döneme hazır hale getirilmesi için öncelikle yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulacağı açıktır. Yukarıda bahsedilen eğitim-öğretim sistemi bu anlamda hayati önem taşımaktadır.
Ülkemiz bir yol ayrımına doğru ilerlemektedir. Ya öncü medeniyetlerin zaten aydınlattığı alanlarında kendimize yer bulmaya, doğrusu başkalarının beğenmediği ve boş bıraktığı yerlerden birisini tercih etmeye çalışacağız ya da topyekûn bir aydınlanma ile ışık saçan ve geleceğin belirsiz karanlığını aydınlatan bir güneş gibi kimsenin ayak basmadığı gelecekte, yeni keşfettiğimiz yerlerde olacağız. Ülkemiz güçlü bir potansiyele sahip olduğunu tarihinde pek çok defa göstermiştir. Doğru adımlarla geleceğimizi bize bırakılan alanlarda değil, istediğimiz her yerde bağımsızca planlayabilme gücüne sahip olmalıyız.
Derneğimiz bu geniş bakış açısıyla sorumluluk almakta ve öğretmenlerin yaşam şartlarının iyileştirilmesini ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez görmektedir. Elbette her yeni hak, yeni sorumlulukları da beraberinde getirmelidir. Derneğimizin bir başka çalışma alanı da öğretmen etik değerleridir. Çalışma alanlarının mutlu ve huzurlu olması yukarıda bahsettiğimiz başarılar için olmazsa olmazdır. Bundan dolayı “iş barışını korumak ve geliştirmek” çalışmalarımıza şeklini veren temel değerlerimizdendir.
Kurulduğumuz günden beri dernek olarak sektör içerisindeki tüm paydaşlarımızla diyalog kanalları yaratmayı amaçladık. Bu amaçla çalışmalarımızda birlikte yol alabildiğimiz veli, öğretmen ve kurucu platformlarına ve bakanlık yetkililerine teşekkürü bir borç biliriz. Bir önceki raporumuzda olduğu gibi bu raporumuzla da gerek paydaşlarımızla gerekse de kamuoyu ile bilgi alış-verişinde bulunmayı ve sorunlara çözüm yolları geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Bizler eğitim emekçileri olarak ülkemiz ve mesleğimiz için daha iyi, daha güzel bir gelecek konusundaki ideallerimizden vazgeçemeyiz. Bu açıklamayı bir manifesto olarak değerlendirerek bizlerle birlikte yolmanız, çabamızı güçlendirmeniz ülkemizin geleceğini aydınlatmamızı hızlandıracaktır. Raporumuz üzerine yorumlarınızı ve önerilerinizi bizlere bilgi@osobder.org üzerinden ulaştırmanız çalışmalarımızın geleceği açısından oldukça değerlidir.
Atatürk'ün "Milletinin içine düştüğü durumu yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ifadesinden hareketle: Eğitimin içine düştüğü durumu öğretmenlerin azim ve kararı kurtaracaktır!
Anketimizin sonuç raporuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Volkan DAĞLI
ÖSÖB-DER Yönetim Kurulu Başkanı
sob-der-egitim-raporu-aralik-2023_2.pdf dosyasını indirmek için tıklayın!